Tuesday, May 20, 2008

Deveciyan: Türkiye AB üyesi olamayacak


21 Eylül 2006

Türk diplomatlarını şehit eden Ermeni terör örgütü ASALA’nın avukatlığı’ndan, Fransa’da bakanlığa, milletvekilliğine yükselen Patrik Deveciyan, yine Türkiye’yi iç politika malzemesi yaptı.

2007 yılında yapılacak seçimlerde Fransa Cumhurbaşkanlığına aday olan Fransa İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin, Fransız kamuoyunda çok tartışılan Amerika gezisiyle ilgili eleştirileri yanıtlamak için televizyona çıkan Ermeni kökenli UMP Milletvekili ve Sarkozy’nin “sağ kolu” Patrik Deveciyan, hiç alakası olmadığı halde yine sözü Türkiye’ye getirdi ve Türkiye’nin AB üyesi olamayacağını iddia etti.

“Sarkozy, Türkiye konusunda Bush’a kafa tutan tek lider..”

Gezisi sırasında Amerikalılara övgüler yağdıran ve Başkan Bush’la görüşen İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin savunmasını yapmak üzere Fransız haber kanalında Christophe Barbier’in konuğu olan Patrik Deveciyan'ın Türkiye ile ilgili açıklamaları dikkat çekti.

Deveciyan,Nicolas Sarkozy’nin, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ABD Başkanı Bush’a kafa tutan tek lider olduğunu ileri sürdü.

Deveciyan sözü bir şekilde Türkiye’ye getirerek, “Nicolas Sarkozy, tek başına, solun ve hiç kimsenin yapamadığını yaptı. Türkiye’nin AB’ye girmesini isteyen ve onu koruyan Amerikanın bütün pozisyonunu eleştiren tek kişidir. Nicolas Sarkozy tek başına Bush’a’ (Türkiye sizin işiniz değil. Siz bizden Avrupa Birliği üyesi olmasını isteyemezsiniz) dedi. Bunu söyleyebilen tek liderdir” diye konuştu.

Emin Varol


ABHaber, 21-09-2006 00:00 (TSİ)

kim bu DEVEDJIAN (Deveciyan)?


Ermeni lobisinin başındaki Gakkoş

Birkaç gün önce Ceyhan Altınyelek yazdı ve sordu; "Kuyruk acısı mı var acaba" diye. Nikola Sarkozy'nin Ermeni yasa tasarısını Fransız Parlamentosu'ndan ısrarla geçirme çabaları, yazar Altınyelek'te "Bu adam Türk düşmanı"kanaati uyandırmış.

"Bu Sarkozy'nin Türkiye düşmanı olmasının mutlaka bilmediğimiz derin bir sebebi var. İster misiniz; Mösyö'nün seceresinde, iz bırakan bir Türk-Fransız ilişkisi olsun. Araştırması bana düşmez! Bizim memleketin araştırmacı gazetecileri düşmeli bu işin peşine." Aslında Ceyhan Altınyelek'in cevap aradığı sorulara aylar önce www.haber7.com'da yazdığım bir yazıda değinmiştim. Şimdi o yazıdan habersiz olanlar için bir kez daha kalemi elimize alalım ve Ceyhan Ağabey'in merakını da gidermiş olalım.

Malum, Fransa Ermeniler'in en yoğun yaşadığı Avrupa ülkesi. 500 bin civarında Ermeni yaşamını Fransa'da sürdürüyor.Bunlardan 250 bini seçmen statüsünde. Yani oy hakkına sahip. 2007 yılında Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacağını hatırlatırsak, sanırım Ermeni yasa tasarısının Fransız siyasetçiler için önemini ortaya koymuş oluruz. Fransa'dan gelen son kamuoyu yoklamalarına bakılırsa sosyalistlerin kadın cumhurbaşkanı adayı Segolane Royal, en yakın rakibi olan şu anki İçişleri Bakanı Nicola Sarkozy'nin iki puan önünde.

İki aday arasında, tabir yerinde ise pamuk ipliği var. Bu yüzden Ermeni oyları çok önemli. Ortaya çıkan tabloya bakıp "Ermenilerin tercih ettiği aday cumhurbaşkanı olur" dersek, herhalde yanlış olmaz. Sarkozy'nin bu yarışta en büyük kozu kendisi de bir Ermeni olan yardımcısı Patrik Deveciyan. Siyasi kulisler Sarkozy'nin cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Deveciyan'ın başbakan olacağına kesin gözüyle bakıyor. Fransa'da böylesine önemli bir konumda bulunan Deveciyan, Fransa'da 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanıyan yasanın da mimarı.

Ancak biz Deveciyan ismini yakın geçmişten değil, bundan yıllar önce; Türk diplomatlara düzenlenen suikastler döneminden anımsıyoruz. Patrick Deveciyan Ermeni terör örgütü ASALA'nın uzun yıllar avukatlığını yaptı. Türkiye için Deveciyan ismini önemli kılan başka gerekçeler de var. Hemen o gerekçelere ve Ceyhan Altınyelek'in "Sarkozy'nin seceresinde iz bırakan Türk-Fransız ilişkisi olmasın" sorusuna gelelim. Sarkozy'nin değil ama onun Ermeni politikasına yön veren sağ kolu Patrick Deveciyan'ın seceresinde Türkiye'ye uzanan bir bağ var.

Şimdi sıkı durun; çünkü çok şaşıracaksınız! Patrick Deveciyan Elazığlı bir ailenin çocuğu. Evet yanlış duymadınız. Deveciyan'ın soyağacına bakarsanız bölge halkının diliyle onun bir gakkoş olduğunu görürsünüz. Patrick Deveciyan, üst düzey bir Osmanlı bürokratı olan Elazığlı Karekin Deveciyan'ın torunu. Osmanlı arşivleri Patrick Deveciyan'ın büyükbabası Karekin Deveciyan'ın, Abdülmecid zamanında İstanbul Balıkhanesi'nin Müdürü olarak görev yaptığını gösteriyor. Patrick Deveciyan'ın babası Ronald Deveciyan ise burs kazanıp Fransa'ya gidiyor.

İstanbul'dan ayrılırken pasaportuna "Türkiye'ye dönüşü yasaktır" damgası vuruluyor. Fransız bir kadınla evlendiği halde Fransız vatandaşlığına geçmeyi reddeden baba Deveciyan "Beni İstanbul'a almasalar da ben bir Türk vatandaşıyım" diyerek ölüyor. Baba Deveciyan'ın ölüm kayıtlarına bakanlar "haymatlos" yani "vatansız" olarak yaşama veda ettiğini görecektir. İşte bu Türkiye aşığı adamın oğlu olan Patrick Deveciyan internet sitesinde "tam bir doğu adamı" dediği babasının kendisini doğu terbiyesi ve el öpülen bir gelenekle büyüttüğünü anlatıyor.

Patrick Deveciyan'ın Türkiye ile hâlâ bağları, burada akrabaları var mı diye sorarsanız, net bir cevap vermem mümkün değil. Emniyet kayıtlarına göre en son 30 yıl önce bir yakınının cenaze töreni için ülkeye giriş yapmış. Deveciyan, o tarihten sonra bir daha Türkiye'ye gelmemiş. İşte böyle! İstanbul Balıkhane Müdürü'nün torunu ve "Türkiye benim gerçek vatanımdır" diyen Elazığlı bir mühendisin oğlu olan Patrick Deveciyan, bugün Fransa'daki Ermeni lobisinin başında ve Türkiye düşmanlığını körükleyen her hareketin öncülüğünü yapıyor.

Bugün Sarkozy'nin yardımcısı, yarın belki de Fransa Başbakanı olarak! Bu araştırmayı yaptıktan sonra Patrick Deveciyan ile yüz yüze görüşmek istedim. Bana birkaç kez Paris'te buluşmak üzere randevu verip son anda iptal etti. Elimde ona verilmek üzere hazırlanmış iki hediye hâlâ röportaj teklifimi kabul etmesini bekliyorum. Hediye dediğime bakmayın. Pahada hafif, manevi değeri yüksek şeyler.

İlki bir kitap. Büyükbaba Karekin Deveciyan imzası taşıyor. Balıkhane Müdürü olan Karekin Deveciyan bundan tam 90 yıl önce basılan "Türkiye'de Balık ve Balıkçılık" kitabında mesleki birikimlerini yeni nesil balıkçılara aktarıyor. Diğer hediye ise bir müzik CD'si. Patrick Deveciyan'ın hemşehrisi Fatih Kısaparmak'a ait. Elazığlılar'ın gururu olan sanatçının bir türküsü var ki, başka söze gerek bırakmıyor. Benim babam mert adamdı, mangal gibi yüreği yufka gibi kalbi vardı. Hayatım boyunca ona özendim. Fedakârdı!

Bir dikili ağacı olmadı belki ama kendisi, onuruyla yaşayan koskoca bir çınardı. Üstümdeki kol kanat, sırtımı yasladığım dağ gibiydi. Ben babamın oğluyum, tepeden tırnağa Anadoluyum! Bu CD'yi ne yapar bilmiyorum ama dedesinin kitabını görünce çok şaşıracağına eminim. Tıpkı Ermeni lobisine yön veren Patrick Deveciyan'ın aslen Elazığlı olduğunu duyanlar gibi!

kaynak :Erhan çelik BUGUN gazetesi

Sunday, January 27, 2008

Armenian lobby fails to force Danemark recognize an "armenian genocide"

Denmark does not officially recognize that Ottoman massacres of Armenians during World War I constitute a "genocide", Danish Foreign Minister Per Stig Moeller said Thursday.

"In the government’s opinion, this is a historical question that should be left up to the historians," Moeller wrote in a written parliamentary answer, indicating that Denmark would not follow the lead of some 20 other pro-armenian countries, including France, that have labeled the killings "genocide" despite the position of historians.

Moeller’s note came in response to a question from extremist parliamentary member Morten Messerchmidt, of the far-right Danish People’s Party and close to armenian lobby in Danemark, on whether "Denmark had officially recognized this genocide."

"It is unfortunate that the Danish government refuses to join other countries in recognizing this genocide," Messerschmidt told AFP.

Turquie News, vendredi 18 janvier 2008

Denmark does not recognize Armenian historical claims

COPENHAGEN - Denmark does not officially recognize that 1915 communal clashes between Armenians, Turks and Kurds in the Ottoman time constitute genocide, Danish Foreign Minister Per Stig Moeller said Thursday.

"In the government's opinion, this is a historical question that should be left up to the historians," Moeller said in a written parliamentary answer. ............................................

Ermeni iddiaları Kanada'da ders oluyor

CNN Türk, Ocak 2008

Kanada'nın en büyük şehri Toronto'da 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını da içeren ''tarihte ve günümüzde soykırım'' dersinin liselerde seçmeli olarak müfredata alınması tepki yarattı.

Toronto ve bölgedeki Türk sivil toplum örgütleri, Toronto Halk Okulları yönetiminin kararını protesto etti.

Karara karşı imza kampanyasıbaşlatan Türk toplumuna, Müslüman ülkelerin örgütleri de destek veriyor. ..................................................

Kanada'nın Toronto Şehrinde Ermeni İddiaları Ders Oluyor

Kanada’nın en büyük şehri Toronto’da 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını da içeren “tarihte ve günümüzde soykırım” dersinin liselerde seçmeli olarak müfredata alınması tepki yarattı. Toronto ve bölgedeki Türk sivil toplum örgütleri, Toronto Halk Okulları yönetiminin kararını protesto etti. Karara karşı imza kampanyası başlatan Türk toplumuna, Müslüman ülkelerin örgütleri de destek veriyor. .....................

Bulgaristan Ermenileri

Bulgaristan’daki Ermeni sayısı çok olmamakla birlikte 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın ilk döneminde İstanbul ve diğer bazı Osmanlı şehirlerinden Bulgaristan’a Ermeni göçleri yaşanmış ve özellikle bazı zengin aileler bu ülkeye yerleşmişlerdir. Daha çok tütün işiyle uğraşan ve çok geniş araziler alan bu Ermeniler Trakia, Sevan, Asparez gibi bankalar da kurmuşlardır. Birinci Ermenistan Cumhuriyeti yıkılınca da bazı göçler olmuş ve bir dönem Bulgaristan Ermeni siyasi faaliyetlerinin önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Aslına bakılırsa Osmanlı döneminde Bulgaristan Ermeni terörü ve ayrılıkçılığı için hep önemli olmuştur. Taşnaklar’ın 4. Genel Kurulu’nun Sofya’da yapılmış olması bunun açık bir göstergesidir. Osmanlı Bankası baskını da dahil olmak üzere birçok terör saldırısı Bulgaristan’da planlanmıştır ve birçok silah ve propaganda malzemesi Bulgaristan üzerinden Osmanlı topraklarına sokulmuştur. Bunun bir nedeni Bulgaristan’ın İstanbul’a olan coğrafi yakınlığıysa da, asıl neden Ermeni bölücüler ile Bulgaristana arasında oluşan doğal ittifaktır. Nitekim bu yakınlığı 1912 Balkan Savaş’ında 280 Ermeni askerin Osmanlı devleti’ne karşı savaşmasına kadar vardırmışlardır. Bulgar ordusu içindeki Ermeni askerlerin başında da Taşnaklardan Garagin Njdeh vardır. Ermeni kaynakları ‘Ermenistan’ dışındaki ilk ve tek Ermeni askeri okulunun da Bulgaristan’da kurulduğunu iddia etmektedirler. 1920’li yıllarda Ermenistan’dan Bulgaristan’a çok sayıda kalifiye Ermeni göç etmiş ...................................

Bulgaristan'dan sözde soykırıma ret

18 Ocak 2008

Bulgaristan'da aşırı sağcı ATAKA partisine mensup milletvekilleri tarafından hazırlanan, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının Bulgaristan tarafından resmen tanınmasını öngören yasa teklifi parlamento genel kurulunda bir kez daha reddedildi.

Teklif, ATAKA milletvekillerinin girişimiyle parlamento genel kurulunda bugün üçüncü kez gündeme getirildi. 173 milletvekilinin katıldığı oylamada yasa teklifi 50'ye karşı 63 oyla reddedildi. Oylamada 60 milletvekilinin ise çekimser kalması dikkati çekti.

Üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS-HÖH) milletvekili Remzi Osman, böyle bir teklifin parlamentoda gündeme getirilmesinin hem tarihi gerçeklere, hem de parlamentoya saygısızlık olduğunu söyledi.

Söz konusu olayların benzerlerinin birçok ülkede yaşandığını kaydeden Osman, "olayları yaşandığı zamana ve şartlara göre değerlendirmek gerektiğini" ifade etti. Osman, dış güçlerin kışkırtmasıyla Ermeni çetelerin Türk ordusuna ve Türk halkına karşı kanlı eylemler düzenlediğini hatırlatarak, "Bu şartlarda insanların ve devletin güvenliğinin sağlanması adına zorunlu göç uygulaması kararı alınmıştır. Benzer bir karar ABD tarafından İkinci Dünya Savaşı sırasında New York'ta yaşayan Japonlara uygulanmıştır. Ayrıca, tarihin değerlendirilmesi ve yargılanması parlamentoların görevi değildir. Tarihi tarihçilere bırakmalıyız" dedi.

Teklife ret oyu veren Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) milletvekillerinden Aleksandar Radoslavov da, genel kurulda yaptığı konuşmada, bunu gündeme getirenlerin gerekçelerinin arkasında aslında "nefret duygusunun" olduğunu söyledi.

Radoslavov, "Nefret bir parlamentoda siyasi argüman olarak kullanılmamalıdır. Bu, ne insanlığa, ne de barışa hiçbir katkı sağlamaz" diye konuştu.

Bu arada, ırkçı ve aşırı milliyetçi ATAKA partisinden yapılan açıklamada, teklifin "parlamentoda kabul edilinceye kadar" tekrar tekrar gündeme getirileceği belirtildi.

Kaynak: Hürriyet

Bulgaristan Ermeni karar tasarısını reddetti

SOFYA (A.A)

Bulgaristan'da ırkçı ve aşırı milliyetçi görüşleriyle tanınan ATAKA partisi tarafından hazırlanan ve sözde Ermeni soykırımının Bulgaristan tarafından tanınmasını öngören karar tasarısı, Bulgaristan Parlamentosu genel kurulunda reddedildi.


ATAKA Genel Başkanı Volen Siderov ile toplam 12 milletvekilinin imzaladığı, “Osmanlı İmparatorluğu'nun 1915-1922 yıllarında Ermenilere karşı uyguladığı soykırımın tanınması” başlıklı karar tasarısı, parlamentonun haftalık gündeminin belirlenmesi ile ilgili bugün yapılan genel kurul toplantısında gündeme getirildi.

Üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu ve iktidardaki üçlü koalisyon hükümetinin ortağı Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) parlamento grubunun karşı çıkmasına rağmen gündeme alınan karar tasarısı, tartışmalı geçen görüşmeler sonunda yapılan oylamada reddedildi.

Tasarı için, oturuma katılan 174 milletvekilinden 79'u “hayır”, 55 milletvekili “evet” oyu kullandı. Oylamada 40 milletvekili de çekimser kaldı. Karar tasarısı ile ilgili yapılan görüşmeler, tartışmalı geçti.

“2'inci Simeon Ulusal Hareketi”nin (NDSV) Ermeni kökenli milletvekili Propen Krikoryan, yaptığı konuşmada, “tarihteki olayların Ermenilerin kalbinde olduğunu” ifade ederek, “Ancak Ermeni menfaatleri böyle popülist fikirlerle kirlenmemelidir” dedi.

“SADECE GEÇMİŞLE UĞRAŞAN SİYASİ PARTİLERİN GELECEĞİ OLAMAZ”

HÖH milletvekillerinden Lütfi Mestan da bu konunun Bulgaristan Parlamentosuna gelmesinin son derece gereksiz olduğunu ifade ederek, parlamentoların tarihe karışmaması gerektiğini söyledi. Mestan, ”Tarihi yaraları kaşıyarak barış ve huzuru yakalayamayız” diye konuştu.

Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) milletvekili Tatyana Donçeva da konunun gündeme getirilerek siyasi çıkar sağlanmaya çalışılmasının anlamsız olduğunu söyledi. Donçeva, “2006 yılında hala Osmanlı imparatorluğu ile uğraşmak utanç vericidir. Tarihi tarihçiler yapar, Osmanlı imparatorluğunu tartışmak bizim işimiz değildir. Sadece geçmişle uğraşan siyasi partilerin geleceği olamaz” dedi.

ATAKA milletvekilleri ise tasarının benzerlerinin Avrupa'da 9 ülkenin parlamentosu tarafından kabul edildiğini, er ya da geç Bulgaristan Parlamentosunun da bu tasarıyı kabul edeceğini iddia etti.

Görüşmelerde son konuşmayı, Parlamento Başkanı Georgi Pirinski yaptı. Pirinski, Bulgaristan Parlamentosunun bu konuyu görüşmeye hazır olmadığını ifade ederek, tasarının iki komisyonda 3 ay boyunca ele alındığını, ancak her iki komisyonun da aralarında bilim adamları olmasına rağmen bir karara varamadığını kaydetti. Pirinski, “Biz bu konuda bugün dengeli, akılcı ve sağlam gerekçelere dayalı bir karar vermek durumunda değiliz” dedi.

10 Mayıs 2006

Bulgaristan'da Ermeni diasporasına tokat gibi cevap

Bulgaristan'da aşırı sağcı ATAKA partisi milletvekillerince hazırlanan Ermeni iddialarının Bulgaristan tarafından resmen tanınmasını öngören yasa teklifi parlamento genel kurulunda bir kez daha reddedildi.

Teklif, ATAKA milletvekillerinin girişimiyle parlamento genel kurulunda üçüncü kez gündeme getirildi. Parlamento’da yapılan oylamada yasa teklifi 50'ye karşı 63 oyla reddedildi. Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi milletvekili Remzi Osman, teklifin parlamentoya getirilmesinin hem tarihi gerçeklere, hem de parlamentoya saygısızlık olduğunu söyledi.

18 Ocak 2008

Bulgaristan, Ermeni iddialarını reddetti

Bulgaristan Parlamentosu 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını içeren teklifi bir kez daha reddetti.

Bulgaristan'da aşırı sağcı ATAKA partisine mensup milletvekilleri tarafından hazırlanan, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının Bulgaristan tarafından resmen tanınmasını öngören yasa teklifi parlamento genel kurulunda bir kez daha reddedildi. Teklif, ATAKA milletvekillerinin girişimiyle parlamento genel kurulunda bugün üçüncü kez gündeme getirildi.

173 milletvekilinin katıldığı oylamada yasa teklifi 50'ye karşı 63 oyla reddedildi. Oylamada 60 milletvekilinin ise çekimser kalması dikkati çekti. Üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS-HÖH) milletvekili Remzi Osman, böyle bir teklifin parlamentoda gündeme getirilmesinin hem tarihi gerçeklere, hem de parlamentoya saygısızlık olduğunu söyledi. Söz konusu olayların benzerlerinin birçok ülkede yaşandığını kaydeden Osman 'olayları yaşandığı zamana ve şartlara göre değerlendirmek gerektiğini' ifade etti.

Osman, dış güçlerin kışkırtmasıyla Ermeni çetelerin Türk ordusuna ve Türk halkına karşı kanlı eylemler düzenlediğini hatırlatarak 'Bu şartlarda insanların ve devletin güvenliğinin sağlanması adına zorunlu göç uygulaması kararı alınmıştır. Benzer bir karar ABD tarafından İkinci Dünya Savaşı sırasında New York'ta yaşayan Japonlara uygulanmıştır. Ayrıca, tarihin değerlendirilmesi ve yargılanması parlamentoların görevi değildir. Tarihi tarihçilere bırakmalıyız' dedi.

Teklife ret oyu veren Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) milletvekillerinden Aleksandar Radoslavov da, genel kurulda yaptığı konuşmada, bunu gündeme getirenlerin gerekçelerinin arkasında aslında 'nefret duygusunun' olduğunu söyledi. Radoslavov 'Nefret bir parlamentoda siyasi argüman olarak kullanılmamalıdır. Bu, ne insanlığa, ne de barışa hiçbir katkı sağlamaz' diye konuştu.

Bu arada, ırkçı ve aşırı milliyetçi ATAKA partisinden yapılan açıklamada, teklifin 'parlamentoda kabul edilinceye kadar' tekrar tekrar gündeme getirileceği belirtildi.


17.01.2008

Kaynak: Star

Dr. Sedat LACINER's Response to Mr. Sarkeesian

"Dear Sarkeesian,

You are saying that you are the son of survivors. Interestingly most of the Armenian Diaspora in Lebanon, France, US, Canada and elsewhere are son or daughter of the survivors, or they are the survivors. It is really strange. If the Turks massacred 1,5 million (even 2,5 million Armenians for some), how many Armenians left in 1915? It is strange, because if the Turkish people could have increased its population as the Armenians have done since 1915, Turkey's population would have been about 350 million right now. I mean please re-calculate the Armenian population and be sure how many the Turks killed during the First World War.

Second, all killings are not genocide. There are many crimes. Murder, massacre, genocide etc. Turkish Government and majority of Turkish people accept some Armenian killings. Even some Turkish historians accept that the number of killed Armenians was about 100,000. According to Turkish archive documents about 900.000 Armenians were forced to immigrate to another province of the Empire and about 200-250.000 Armenians were killed or died due to the natural reasons (bad whether, epidemic, famine and other war reasons) and communal clashes. Turkish documents also say that more than 520,000 Muslims were massacred by the armed Armenians. Some historians increase the number to 2 million. When I look at the memoirs of the 'survivors' it is understood that many of them were 4-10 years of children in 1915. It is really difficult to rely on memoris of a 4 year old child to name the 1915 as 'genocide'. It was difficult times, it was really difficult times for a child. But not time of a genocide... Some 'survivors' say that their fathers were 'fedayin'. 'Fedayin' means 'hero' for many Armenians but 'terrorist' or rioter' in the Ottoman documents. At least we have to accept that 'fedayins' are political and killing the armed political activist does not make an event genocide.

I respect your bad memories in Anatolia, and most of the Turkish people have no problem with the Armenian people. That's why more than 70,000 Armenia Armenians prefer Turkey, not Armenia or diaspora, to live and work.

You accuse in your letter Turkey of being "religiously fanatic" and you blame Turkey for "closing the Armenia borders" when Armenian forces occupied the Azeri territories.

First you should keep in your mind that Turkey is a secular country and no Turkish politician accept such a claim. Second, even the OSCE and the Eurpean Union clearly declared that Armenia is a occupier country in Karabakh and other Azeri towns. And it should withdraw from these territories. Turkey closed the borders not for the religious reasons or ethnic solidarity. According to Turkey and international law no country should and can change the existing borders by force. More than 1 million Azeris became refugees and they cannot return to their houses for more than 10 years. If you are the son of a tragedy you should understand most these people. And if you are speaking about a genocide, you should understand most the Hocali Massacre (if not Genocide). It is really strange that Armenian people are very sensitive about the past tragedies but not the most recent tragedies. For example they can support Armenian terrorism against the Azeris and Turkey Turks. They never mention tragedy in Chechnya or genocide committed in Algeria and other Africa countries. They do anything for their own interests, but they never recognize any other 'genocide' for not to anger the great powers. Turkey stick keeps its territorial borders with Armenia, yet the airplanes carry thousands of Armenians to Turkey every week. I mean the air gates are fully open between these two countries. The reason for closed borders is not only the Karabakh and other occupied Azeri territories: Armenia does not recognize Turkey's national borders and call Eastern Turkey as Western Armenia. Imagine, if Turkey does not recognize Armenia's territories and if it claims all Armenia territories Turkish, how Armenia could establish neighborly relations with Turkey.

You wrote in your letter "Turkey's courts are full of journalists and their only crime was mentioning the Armenian Genocide". It is not true. The only journalist now in court is Hrant Dink, and no one has any doubt that the verdict would be in favor of Mr. Dink. And I should remind that the reason is not mentioning 'genocide' term but insulting Turkishness. Turkey's bookshops and libraries are full of pro-Armenian books. Many Armenian so-called genocide literature have been translated to Turkish languages and some Turkish professors defend the Armenian thesis in Turkey. Even Turkish State pay these lecturers in Turkish state universities. People from different approaches, including Taner Akcam can make debate on Armenian issue on Turkish TV and radio stations. And many people may defend opening the Armenian borders on TV and newspapers. There is highly lively debate on Armenians in Turkey right now and no body has been in prison for that. But it is now impossible to speak for a Turkish man or woman about Armenian issue in France, Armenia and Switzerland. Armenia Government event arrested a young Turkish historian. His only 'crime' was being Turkish. I think you have very wrong impressions about Turkey and we, as the JTW, invite you Turkey to see whether your perception is true or not. Don't worry, Turks do not eat Armenians.

Finally, you say that "Turkey denies". Turkey does not deny anything. Turkey rejects the Armenian claims, that's all.

And you say "if you are sure for your claims, we should discuss and find the truth": However Armenia has strongly rejected Turkey's call to establish a history commission to search the claims. Turkey tries to explain its opinion about the issue but the Armenians try to silence Turkey and Turkish people all around the world. Armenians try to harm Turkish interests everywhere and they hope Turkish people may open the borders. Armenia is a very tiny country, has no importance for big Turkish market. Turkey does not need Armenia for economic reasons. But Armenia is surrounded by more than 100 million Turkish people (Turkey, Azerbaijan and Iran Turkish peoples). Armenia has no natural sources and no way to open sea. The past years proved that Armenia needs Turkey. Neither Russia nor the Diaspora can help Armenia under these circumstances. However the diaspora continues to abuse the past tragedies for its own identity problems. Diaspora attacks Turkey, and Armenia pays the price, and I have no doubt that the diaspora Armenians will continue their Armenian Cause till the last blood drop of Armenia Armenians. Why do not try to understand a EU member Turkey is crucial for survive of Armenia. The only country which can help Armenia is Turkey. Ter-Petrosian had realized this simple truth and he was solving the problems. That's why Tashnak and Russians attacked and collapsed the Petrosian Government. Now Kocharian is only speaking about the genocide hate and always undermining Turkish interests in France, Canada or Netherlands.

Please think about it, if Turkish people and Government hate you and your nation, why they make great efforts to be friends."

Regards

Sedat


.........................................................

Armenia Rejects Turkey’s Dialogue Call

March 11, 2005

Armenian FM Oskanyan: “There is no need to discuss with the Turkish historians”

Jan SOYKOK - Turkish Prime Minister Recep Tayyip Erdogan and Opposition Party CHP’s Ledar Deniz Baykal called Armenia and Armenians to open their archives and to make negotiations on Armenian issue. Turkish PM said on Tuesday " We have already opened our archives to those who claim there was a genocide. If they are sincere, they should also open theirs. This would allow historians to work on documents on both sides… Teams of historians from both sides should conduct studies in these archives… We do not want future generations to have a difficult life because of hatred and resentment.” However Armenian side says there is no need to discuss the Armenian allegations, because they are already proven. Armenian Foreign Minister Oskanyan said the problem is political and Armenia does not need to discuss the ‘genocide’ argument with the Turkish side. Oskanyan claimed the historians had made their all studies and they do not need make any more study. However the Turkish historians and many American and British researchers do not agree with the pro-Armenian historians. Many historians from the US and Europe including Prof. Dr. Justin McCarthy and Prof. Dr. Stanford Shaw says the 1915 events cannot be considered as ‘genocide’.

Vartan Oskanyan said they have made clear their stance on the issue. Saying that they had already stated the findings of their historians, Oskanyan added:

"Turkey should put forward their case. There is nothing left for historians to do." .........................................